Orta Vadeli Program (2019-2021)’ın Onaylanması Hakkında Karar (Karar Sayısı: 108)
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan ekli “ Orta Vadeli Program (2019-202 l)”ın onaylanmasına, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 16 ncı maddesi gereğince karar verilmiştir.
Sayı: 30541 (2.Mükerrer)
CUMHURBAŞKANI KARARI
Karar Sayısı: 108
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan ekli “ Orta Vadeli Program (2019-202 l)”ın onaylanmasına, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 16 ncı maddesi gereğince karar verilmiştir.
20 Eylül 2018
Recep Tayyip ERDOĞAN
CUMHURBAŞKANI
YENİ
EKONOMİ
PROGRAMI
DENGELENME-DİSİPLİN-DEĞİŞİM
2019-2021 ORTA VADELİ PROGRAM
İÇİNDEKİLER
1. DENGELENME, DİSİPLİN VE DEĞİŞİM 4
1.1. Mevcut Siyasi ve Ekonomik Durum 4
1.2. Temel Hedefler 5
2. ENFLASYON 7
3. KAMU MÂLİYESİ 9
4. CARİ AÇIK 13
5. BÜYÜME VE İSTİHDAM 16
6. BANKACILIK SEKTÖRÜ VE REEL SEKTÖR KREDİLERİ 19
6.1. Mevcut Durum 19
6.2. Politika ve Tedbirler 19
7. PROGRAMLAR VE PROJELER 21
8. EK TABLOLAR 29
1. DENGELENME, DİSİPLİN VE DEĞİŞİM
2019-2021 yıllarını kapsayan bu programın temel amacı, kısa vadede fiyat istikrarının ve finansal istikrarın yeniden tesis edilmesi, ekonomide dengelenmenin ve bütçe disiplininin sağlanması, orta vadede sürdürülebilir büyüme ve adaletli paylaşıma yönelik ekonomik değişimin gerçekleştirilmesidir,
Bu program piyasa ekonomisinin temel prensiplerinden taviz vermeyen, yalın performans göstergeleri vasıtasıyla objektif bir şekilde izlenebilen, gerçekçi, şeffaf ve tutarlı bir politika setinden oluşmaktadır.
1.1. Mevcut Siyasi ve Ekonomik Durum
Gezi olayları ile başlayan, 17-25 Aralık 2013 yargı darbesi ve 15 Temmuz 2016 menfur darbe girişimleri ile devam eden dönemde gerçekleştirilen dört seçim ve bir referandum ile ülkenin siyasal istikrarı güçlendirilmiş, demokrasinin sağlıklı işleyişi güvence altına alınmış ancak bu sürecin ülke ekonomisine olumsuz etkileri olmuştur.
Suriye kaynaklı jeopolitik riskler ve artan terör saldırılarının etkisiyle güvenlik politikaları kaçınılmaz olarak önceliklendirilmiş ve bu dönem ekonomimizde planlanan yapısal dönüşümlerin gerçekleşmesine fırsat vermemiştir.
Son bir yıl içinde güvenlik tehditleri büyük ölçüde kontrol altına alınmış ve 24 Haziran 2018’de yapılan seçimler ile beş yıllık bir siyasi istikrar dönemi başlamıştır. Şartların normalleşmeye başlamasıyla birlikte önümüzdeki beş yıl, ekonomik hedeflerin başarılması için önemli bir fırsat penceresi sunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sağladığı hızlı ve etkin karar alma mekanizması ve ekonominin daha koordineli yönetilmesi bu dönemin en önemli avantajları olacaktır.
2018 yılının ikinci çeyreğinden itibaren gelişmekte olan ülkelere yönelik risk algısının bozulması ve ABD Merkez Bankası Fed’in faiz artışları ile uluslararası sermaye akımları yavaşlamıştır. Bu süreçte dış finansman ihtiyacımız ve ABD yönetiminin Türkiye ekonomisini ve Türk Lirası’nı doğrudan hedef alması ile ülke risk primlerimiz yükselmiş ve Türk lirası değer kaybetmiştir.
Bu gelişmeler sonucunda ülkemizde döviz kurlarındaki spekülatif artışların öncülük ettiği fiyat davranışlarındaki bozulma, enflasyonun ve dolayısıyla piyasa faizlerinin artmasına, tüketim, yatırım harcamaları ile toplam büyümenin yavaşlamasına, şirketlerin hem iç hem de dış finansmana erişim kapasitesinin
daralmasına neden olmuştur. Ayrıca son dönemde bankaların kredi şartlarını sıklaştırdığı ve nakit akışlarında aksama yaşayan şirketlerin sayısının arttığı gözlemlenmektedir. Buna karşılık, güçlü seyreden dış talep, reel kurun geldiği rekabetçi seviyeler ve hızlı bir yükseliş eğilimine giren turizm gelirleri cari açıkta belirgin bir gerileme sağlarken, toplam talepteki yavaşlamayı sınırlamakta ve iktisadi faaliyette daha ılımlı bir dengelenme sürecini desteklemektedir
Yeni Ekonomi Programı (YEP), krizlere karşı dayanıklı ve güçlü ekonomimiz, düşük kamu ve hanehalkı borcumuz, disiplinli maliye politikamız, dinamik ve girişimci özel sektörümüz, dünya pazarlarına açık ihracatçı yapımız, yeni hükümet sistemi ile beraber hızlanan siyasi karar alma süreçlerimiz ve güçlü beşeri sermayemiz üzerine inşa edilmiştir.
1.2. Temel Hedefler
1. Sıkı para ve maliye politikaları eşgüdüm içerisinde yürütülerek tüketici enflasyonu, 2020 sonu itibarıyla yeniden tek haneli oranlara, 2021 sonu itibarıyla da yüzde 6,0’a düşürülecektir.
2. Kamuda kaynakların verimli kullanılması, maliyetlerin ve harcamaların azaltılması, gelirlerin kalitesinin arttırılması amacıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi kurulacaktır. Bu ofis tarafından hazırlanacak ve takibi yapılacak Tasarruf ve Getir Dönüşüm Programı ile kamu maliyesinde kalıcı iyileştirmeler sağlanacaktır.
3. Merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranı Önümüzdeki üç yıl yüzde 2’nin altında tutulacak ve merkezi yönetim bütçesinde faiz dışı fazlanın milli gelire oranı program dönemi boyunca artarak 2021 yılında yüzde 1,3’e ulaşacaktır. Oluşturulan bu mali alan gerek duyulduğunda üretime dayalı ekonomik dönüşümü finanse etmek için kullanılacaktır.
4. 2019 yılı bütçesinde toplam 75,9 milyar TL tutarında (milli gelirin yüzde 1,7’si oranında) tasarruf ve tedbir uygulanmıştır. Bunların 59,9 milyar TL’si harcama tasarruflarından ve 16,0 milyar TL’si gelir arttırıcı tedbirlerden sağlanmıştır. Harcama tasarrufları: 30,9 milyar TL – Yatırımlar, 13,7 milyar TL -Teşvikler, 10,1 milyar TL – Sosyal güvenlik, 2,5 milyar TL – Mal ve hizmet, 2,7 milyar TL – Diğer.
5. İhalesi yapılmamış ve ihalesi yapılmış ancak başlanmamış projeler askıya alınacaktır. Devam eden projelerden…